Yataktan kalkamıyorum, yapmam gereken işler var ama yapamıyorum. İçimde bir ağırlık var, hani o en efkarlı şarkıyı duyduğumda kalbimde oluşan kıpırdama gibi. Geçmişle ilgili aştığım olaylar tekrar tekrar kafamı bulandırıyor. 3-4 saattir yatakta oyalanıyorum. İçinde bulunduğum durumun farkındayım ve bundan kurtulmam gerektiğinin de. Bir kahve yapsam belki düzelir gibi ama yap(a)mıyorum.
Hava çok güzel, güneş ışıkları tüm odayı dolduruyor. İçeri de gümüşi bir ton hakim. Ani hareketlerden kaçınıyorum, içimdeki öküzün oturduğu yerden kalkmasını bekliyorum. Bir şeyler beni tetikledi gibi, dünkü bir konuşma belki de. Hiç beklemediğim ve ufacık bir detayda saklı kötü bir haber. Kafamda kurduğum dünyadan beni uzaklaştıran ve sağlam bir kayaya çarpmışım gibi hissettiren bir gelişme. Kimseyle konuşmak istemiyorum, bir yandan da yanımda birileri olsa fena olmaz gibi geliyor. Bir kahve yapmalıyım.
Arkada çalan şarkı biraz sesini yükseltti. “Once again, once again ” ve usulcana bitti. Şimdi piyano eşliğinde yumuşak notalarla bir yenisi başladı. Gitarım gözüme çarptı, acaba çıkarıp bir iki tıkırdatsam mı? Yataktan kalkmak istemiyorum. Akşamki filme gitmeliyim, çok hoşa benziyor. Kendimle kendim için bir şeyler yapmam lazım, film bunun için biçilmiş kaftan. Yönetmeninin bir söyleşisi var yakınlarda, söyleşiden önce filmini kesinlikle izlemeliyim. Bir anda kalksam hemen kahve koysam? Ardından da odayı toplar bir duş alırım.
Bacaklarımda hafif bir gerginlik oluştu, hiç sevmiyorum bu hissi. Hep uykularımı kaçırır, geçsin diye yapmadığım kalmaz. Fizyolojik bir şey sanırım ama böyle Zaman’larda biraz daha artıyor. Telefon çaldı, yapmak istediklerimle söylemek istediklerim aynı değildi. Konuştum biraz kapattım. Saat nerdeyse 5 olmuş. Müzik durdu, sanırım yenisi açmadan kalksam iyi olacak. Kalkabilirim, bir kahve yapsam çok iyi olacak.
Bir yandan da her şeyi boşlayasım var. Filme başka Zaman giderim, odamı toplamasam da olur gibi. Yemek mi söylesem acıktım biraz? Tosun Paşa’yla göz göze geldik. Bir dergiden çıkan ve dolabıma astığım tosun paşa posterimden bahsediyorum. Hava çok güzel gözüküyor, ben ise burada vakit öldürüyorum. Kalkmam lazım.
Bir şarkı daha açacağım sanırım. İçimdeki öküz tepindi biraz ve göğsüm biraz da ezildi onun altında. İyice daraltı basıyor, kadınlar geçti aklımdan. Hayatımın farklı dönemlerinde beraber olduğum ve hislerimi etkileyenlerinden bir kaçı. Yine bir şarkı açtım. Sevemediğim kadınlara gelsin bu, “no MaN to get her through this very smokey night” böyle dedi. Güzel demiş. Lalala la lala, aman yemişim kadınları. Dün Kerim bir hüzünlüydü, eve geldim yatağında öylece oturup düşünüyordu. İlkin beni fark etmedi bile. Selamlaşıp odama geçince bir kapı kilitleme sesi duydum gibi. Yalnız kalmak mı istiyordu anlamadım. Zaten hala uyanmadı, geç yattıysa demek ki. Geçen bana da öyle olmuştu, yatağa girdim ama gün doğana kadar gözüme uyku girmedi. Sonrasında da ben kalktım. O zaman da mı böyle hissediyordum acaba?
Bu şarkı son olsun. Salağın biri dışarıda bağırıyor. İnsanlar bayağı gergin. Acaba ben de dışarıdayken gergin oluyor muyum? Bazen oluyorum. Güneş parlaklığını kaybetti biraz. Burada vakit öldürüyorum. Kalksam mı? Şarkı bitti.
İlk yorum yapan siz olun